19 Temmuz 2015 Pazar

TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI - MIZIKACI KIZ - FARUK KUTLU

…..Mızıkacı bayan asla oturarak enstrümanını çalmazdı. Çünkü geleneklere göre düğün halkasında bulunan birinin oturması saygısızlık olarak kabul görürdü. Mızıkacı kızın iki eliyle havada tuttuğu enstrümanını çalması çok yorucu oluyordu. Bunun üzerine ilk mızıkacı kızın aklına mızıkayı dizine dayamak geldi. Ayak altına bir taş getirtip koydurdu. Şimdi rahattı, mızıkayı dizine dayayıp saatlerce çalabilirdi. Bir sonraki düğünde kızın ayak altına minik bir tahta oturak konuldu. Zamanla teneke kutu, odun vs. yükseklik için kullanıldı. Fakat en ilginç olanı küçük kız çocukları mızıkacı kızın ayak altına uzanıp yükselti olmalarıydı. Bu durum minik uyanık kızlara düğünü yakından izleme olanağı sunuyordu….

8 Temmuz 2015 Çarşamba

TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI - SARIMSAĞI SOYAMADIM, BEN ÇİRDİGİŞE DOYAMADIM - FARUK KUTLU

SARIMSAĞI SOYAMADIM,
BEN ÇİRDİGİŞE DOYAMADIM

Çirdigiş kelimesi Çardak ve Gücüklülerin et suyunda kaynatılmış ve sarımsağa batırıp yedikleri hamur yemeğinin adıdır. Dünyadaki tüm Çeçenler bu yemeğe “Galnış” derken Çardak ve Gücüklülerin neden “Çirdigiş” dediği uzmanlarca henüz çözülebilmiş bir mevzu değildir. Çirdig kelimesini kimin ne zaman uydurduğu tarihin yaprakları arasında bir sır olarak kalmıştır.
Yapılması son derece basit olan bu yemekten saatlerce bahsedilmesi, sosyal medyada tepsi tepsi fotoğraflarının paylaşılıyor olması bize ne denli sevilen bir yemek olduğunu göstermeye yetmektedir. Tarifi kısaca şöyle: 1-Eti kaynat. 2-Una su döküp hamur yap. 3-Hamuru ufak ufak doğrayıp yuvarla. 4-Kaynamış eti çıkarıp suya ufak hamurları boşalt. 5- Bir iki baş sarımsağı ezip üzerine biraz et suyu ekle.6- Pişmiş hamuru sudan çıkar, sarımsağa batırıp etle birlikte ye... Afiyet olsun...
Çirdingiş yemeden önce veya sonra Çardaklının en çok çevirdiği meşhur geyik şöyle başlar: Olay Kafkasya’nın bilinmeyen bir köyünde geçer. Çeçenler evlerine kapanıp çirdigiş yapma hazırlığı içerisindedir. Bu sırada Ruslar köye girmişler hatta evleri gözetlemeye başlamışlar. Gözetleyen ne hikmetse Rus bilim adamıymış. Rus bilim adamı rivayete göre “Çeçenler bu hamurları yerse ölür” demiş. Ancak yemekten sonra üzerine çirdigişin kaynatıldığı et suyunu içtiklerini görünce: “Şimdi anlaşıldı hamurlar neden etki etmedi” demiş. 
           Çardaklılar ilk yerleştikleri günden bu yana her bayramda sözleşmiş gibi çirdigiş kaynatırlar. O günün akşamı her evden yayılan sarmısak kokuları Çardağın üstünde birleşir, Tülüce tarafından esen rüzgarın eşliğinde Parpi’nin yamaçlarına çarparak gökyüzüne yükselip atmosfere karışır.
      Mahmut Kutlu çirdigişi o kadar sever ki yiyerek ölmemesi için önünden tepsiyi almak zorunda kalırlardı. Mahmut elinde çatalı tepsinin peşinden koşarak “Bir tane alayım, bir tane... Valla söz, son bir tane” diyerek çatalı çirdiklerden birine saplamaya çalışırdı.

4 Temmuz 2015 Cumartesi

İki katlı Çardak evi - Grafik:FARUK KUTLU

Evler genellikle iki katlı yapılırdı. Alt kat iki bölüme ayrılar, büyük bölüm ahır olarak kullanılırdı. Diğer küçük bölüm meyve, tahıl deposu olarak kullanılırdı. Odunluk ve samanlık olarak kullanılacak kısım tek katlı olarak evin yanından avluya paralel olarak uzatılırdı. Bu tek katlı yapının damı oldukça kullanışlı olurdu. Kaynatılan buğday, toplanan mısır, pişirilen tarhana, elma, erik, armut burada kurutulurdu. Ayrıca evin avlusunda yapılan düğünlerin izlendiği bir yer işlevini de görürdü.