…..Mızıkacı bayan asla
oturarak enstrümanını çalmazdı. Çünkü geleneklere göre düğün halkasında bulunan
birinin oturması saygısızlık olarak kabul görürdü. Mızıkacı kızın iki eliyle
havada tuttuğu enstrümanını çalması çok yorucu oluyordu. Bunun üzerine ilk
mızıkacı kızın aklına mızıkayı dizine dayamak geldi. Ayak altına bir taş
getirtip koydurdu. Şimdi rahattı, mızıkayı dizine dayayıp saatlerce çalabilirdi.
Bir sonraki düğünde kızın ayak altına minik bir tahta oturak konuldu. Zamanla
teneke kutu, odun vs. yükseklik için kullanıldı. Fakat en ilginç olanı küçük
kız çocukları mızıkacı kızın ayak altına uzanıp yükselti olmalarıydı. Bu durum minik
uyanık kızlara düğünü yakından izleme olanağı sunuyordu….
19 Temmuz 2015 Pazar
17 Temmuz 2015 Cuma
8 Temmuz 2015 Çarşamba
TAŞPINAR'IN ANLATTIKLARI - SARIMSAĞI SOYAMADIM, BEN ÇİRDİGİŞE DOYAMADIM - FARUK KUTLU
SARIMSAĞI SOYAMADIM,
BEN ÇİRDİGİŞE DOYAMADIM
Çirdigiş
kelimesi Çardak ve Gücüklülerin et suyunda kaynatılmış ve sarımsağa batırıp
yedikleri hamur yemeğinin adıdır. Dünyadaki tüm Çeçenler bu yemeğe “Galnış”
derken Çardak ve Gücüklülerin neden “Çirdigiş” dediği uzmanlarca henüz
çözülebilmiş bir mevzu değildir. Çirdig kelimesini kimin ne zaman uydurduğu
tarihin yaprakları arasında bir sır olarak kalmıştır.
Yapılması
son derece basit olan bu yemekten saatlerce bahsedilmesi, sosyal medyada tepsi
tepsi fotoğraflarının paylaşılıyor olması bize ne denli sevilen bir yemek
olduğunu göstermeye yetmektedir. Tarifi kısaca şöyle: 1-Eti kaynat. 2-Una su
döküp hamur yap. 3-Hamuru ufak ufak doğrayıp yuvarla. 4-Kaynamış eti çıkarıp
suya ufak hamurları boşalt. 5- Bir iki baş sarımsağı ezip üzerine biraz et suyu
ekle.6- Pişmiş hamuru sudan çıkar, sarımsağa batırıp etle birlikte ye... Afiyet
olsun...
Çirdingiş
yemeden önce veya sonra Çardaklının en çok çevirdiği meşhur geyik şöyle başlar:
Olay Kafkasya’nın bilinmeyen bir köyünde geçer. Çeçenler evlerine kapanıp
çirdigiş yapma hazırlığı içerisindedir. Bu sırada Ruslar köye girmişler hatta
evleri gözetlemeye başlamışlar. Gözetleyen ne hikmetse Rus bilim adamıymış. Rus
bilim adamı rivayete göre “Çeçenler bu hamurları yerse ölür” demiş. Ancak
yemekten sonra üzerine çirdigişin kaynatıldığı et suyunu içtiklerini görünce:
“Şimdi anlaşıldı hamurlar neden etki etmedi” demiş.
Çardaklılar ilk
yerleştikleri günden bu yana her bayramda sözleşmiş gibi çirdigiş kaynatırlar.
O günün akşamı her evden yayılan sarmısak kokuları Çardağın üstünde birleşir,
Tülüce tarafından esen rüzgarın eşliğinde Parpi’nin yamaçlarına çarparak
gökyüzüne yükselip atmosfere karışır.
Mahmut Kutlu
çirdigişi o kadar sever ki yiyerek ölmemesi için önünden tepsiyi almak zorunda
kalırlardı. Mahmut elinde çatalı tepsinin peşinden koşarak “Bir tane alayım,
bir tane... Valla söz, son bir tane” diyerek çatalı çirdiklerden birine
saplamaya çalışırdı.
4 Temmuz 2015 Cumartesi
İki katlı Çardak evi - Grafik:FARUK KUTLU
Evler genellikle iki katlı yapılırdı. Alt kat iki bölüme ayrılar, büyük
bölüm ahır olarak kullanılırdı. Diğer küçük bölüm meyve, tahıl deposu olarak
kullanılırdı. Odunluk ve samanlık olarak kullanılacak kısım tek katlı olarak
evin yanından avluya paralel olarak uzatılırdı. Bu tek katlı yapının damı
oldukça kullanışlı olurdu. Kaynatılan buğday, toplanan mısır, pişirilen
tarhana, elma, erik, armut burada kurutulurdu. Ayrıca evin avlusunda yapılan
düğünlerin izlendiği bir yer işlevini de görürdü.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)