NUH'UN GEMİSİ İDDİASI
Murat Aslahanov |
Geçtğimiz yıl Çeçenistan’ın
Dağıstan sınırında bir heyecan yaşanmıştı. Nedeni ise tarihçi Murat
Aslahanov’un yaptığı keşifti. Aslahanov, Çeçenya dağlarında Dağıstan sınırına
yakın bir yerde Nuh’un gemisinin kalıntılarını bulduğunu söyledi. Sonrası
malum, meraklı kitleler bölgeye akın etti.
Aslahanov, deniz seviyesinden 2
bin metre yükseklikteki Hindoy köyü yanındaki tepede olağandışı nesne keşfetti.
Devasa bir gemi şeklinde devasa bir kayaya rastladı. Kaya kütlesi, üst üste
binmiş plak şeklinde tortul kayaçlardan oluşuyordu. Kayaçlar uzunluğu 1200
metre, genişliği 600 metre olan gizemli nesnenin etrafını yer yer duvar gibi
sarmaktaydı. Duvarın genişliği 10 metre olarak ölçüldü. Nesnenin kuşbakışı
görünümü ütü tabanı gibi, geniş bir alandan ince bir uç bölümde birleşen üçgene
benzer bir şekildeydi. Kayaçların oluşturduğu dik kenarlardan sonra tepenin
üzeri tamamen bir düzlük şeklindeydi. En şaşırtıcı olanı, tüm köşelerinin
yüksekliği tam olarak 40 metreydi. Bu doğal oluşumla gerçekleşmeyecek bir şeydi.
Aslahanov kazı çalışmalarını 28
Nisan 2018’den itibaren resmen başlattığını duyurdu. Bu haber üzerine Çeçen
Cumhuriyeti’ndeki yerel taraftarlar, Aslahanov’un kazı çalışmalarına yardım için
harekete geçti. 12 metre derinliğinde sertleşmiş kayaları kazmayı başardılar. Eğimli
ve sıkı bir şekilde monte edilmiş ağaç kirişlerle karşılaştılar. Kirişler
karbonat tabakasıyla kaplanmıştı. Bilim adamları bu gizemli nesnenin yapay
olarak yaratıldığından eminler. Daha detaylı laboratuvar analizi için alınan
örnekler Moskova’ya gönderildi. Jeo radarın yardımıyla incelenen bölgede, yerin
altında boşluk tespit edildi, fakat henüz ulaşılamadı. Amatör kazıcılar
girdikleri bölümlerin videolarını internet üzerinden paylaştılar. Görüntülerden
etkilenerek bölgeye gidenler kazı işlerine de yardımcı oldular.
Aslahanov kazı sırasında bulduğu
kanıtları teorisini güçlendirmekte kullanıyor olmasına karşın profesyonel bir
arkeolog ve tarihçi olan Vladimir Kuznetsov, Nuh’un gemisi hikayesinin bir
efsaneden başka bir şey olmadığını savunuyor. “Bu
kesinlikle gerçek dışıdır, çünkü Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki
Mezopotamya'da meydana gelen sonsuz sellerin bir sonucu olarak yaratılmış bir
efsanedir. Hiçbir şeye inanmayın: Size profesyonel bir tarihçi
olarak, ne yazık ki imkansız olduğunu söyleyebilirim”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder